Dünya genelinde şiddet 2014 yılından beri belirgin bir şekilde artmaktadır.(i) 15 yıllık bir süre zarfında yaklaşık 3,34 milyar insan, yani dünya nüfusunun neredeyse yarısı çeşitli şekillerde şiddetten etkilenmiştir ve bu durum özellikle çocuklar için ciddi ve kalıcı sorunlar yaratmaktadır.(ii) Ayrıca yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık ve vergi kaçırma da toplumu olumsuz etkileyerek gelecek nesillerden çalmaktadır. Uluslararası Şeffaflık Örgütünün 2016 yılındaki Yolsuzluk Algısı Endeksi’ne göre, 120 ülke ve bölge, yolsuzluk ölçeğinde “temiz” yerine “yüksek derecede yolsuz” ucuna daha yakındır.(iii)
Bu hedefin işletmelerle ilgisi nedir?
Sürdürülebilir kalkınma için hukukun üstünlüğünün ve insan haklarına saygının olduğu istikrarlı toplumlar gerekmektedir. Şiddet ve insan hakları ihlalleri, toplumların insan potansiyellerinin ortaya çıkmasına ve başta sosyal, siyasi, ekonomik, teknolojik ve çevresel olmak üzere neredeyse her alandaki gelişmelere engel olmaktadır.
İşletmeler neler yapabilir?
İşletmeler; insan hakları, barış, rüşvet ve yolsuzluk gibi yönetişim konularında çeşitli şekillerde etkili olabilmektedir.
İşletmeler, insan haklarına saygılı olmak ve rüşvet ve yolsuzluklara katılmamak suretiyle bu sorunlara olumsuz anlamda katkı yapmadıklarından emin olmak zorundadır. İşletmeler ayrıca, faaliyet gösterdikleri topluluklarda iyi yönetişimi teşvik etmek ve geliştirmek için önemli fırsatlara sahiptir.
Şirketler, kurumsal sürdürülebilirlik ilkelerini kendi faaliyet ve ilişkilerine entegre ederek, şeffaflık, hesap verebilirlik ve kapsayıcılığı artırarak iyi yönetişimi geliştirebilmektedir. Daha geniş seviyede ise şirketler, uluslararası norm ve standartların geliştirilmesine ve uygulanmasına katkıda bulunabilmektedir.(iv)
Aşağıda şirketlerin etki yaratmak için yapabileceği uygulamaları bulabilirsiniz:
Sorumlu Davranın
Fırsatlar Yaratın
UN Global Compact’in On İlkesi ve Hedef 16 arasındaki ilişki
İnsan Hakları & Çalışma Standrtları (UN Global Compact İlke 1, 2, 3, 4, 5, 6)
İnsan hakları şiddet ve zayıf yönetişim nedeniyle zarar görmektedir. Öte yandan, insan hakları eksikliği Hedef 16’ya ulaşma çabalarının önüne geçmektedir.
“Çok sayıda ülkede açıkça gördüğümüz gibi, insan haklarının zayıflaması; sosyal adalete zarar veriyor, siyasi ve ekonomik istikrarı sarsıyor ve insani gelişimi her açıdan aşındırıyor. İnsanlar için doğurduğu sonuç felakettir.” (İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi)
Çevre (UN Global Compact İlke 7, 8, 9)
Gıda ve suya erişimi kısıtlayan çevresel etkiler toplumları baskı altına alabilmekte ve çatışmalar için katalizör görevi görebilmektedir. Bununla birlikte, çatışmaya dahil olan tarafların çevreye karşı hiçbir saygısı yoktur. Petrol sahalarının tahrip edilmesi, kimyasal silahların konuşlandırılması yoluyla yaşam alanlarının tahribatı ve insanların kitlesel hareketlerinden kaynaklanan zararlar bu duruma örnektir.
Yolsuzlukla Mücadele (UN Global Compact İlke 10)
Yolsuzluk sivil topluma zarar vermekte, çatışma ve şiddeti beslemektedir. Huzurlu, kapsayıcı toplumlar, ancak haraç ve rüşvet gibi yıkıcı etkilerden uzak, adil koşullar altında oluşabilmektedir.
(i) OECD (2016), http://www.keepeek.com/Digital-Asset-Management/oecd/development/states-of-fragility-2016_9789264267213-en#page50
(ii) OECD (2016), http://www.keepeek.com/Digital-Asset-Management/oecd/development/states-of-fragility-2016_9789264267213-en#page50
(iii) Transparency International (2016), http://www.transparency.org/news/feature/corruption_perceptions_index_2016
(iv) UN Global Compact, https://www.unglobalcompact.org/what-is-gc/our-work/governance