"Yoksulluğun tüm biçimlerinin ortadan kalkması"
Dünya Bankası’nın tahminlerine göre uluslararası yoksulluk sınırının altında yaşayan (günlük 1.90$), diğer bir deyişle sağlıklı bir yaşam için temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insan sayısı 2015 yılında 700 milyondur. 2012 yılında 900 milyon olan bu sayı her ne kadar düşmüş olsa da yoksulluk önemli bir mesele olmayı sürdürmektedir. Dünya Bankası’nın belirttiği üzere hala yoksulluk içinde olan insanların çoğunun geliri yoksulluk sınırının oldukça altında ve bunlar “son derece yoksul” kategorisinde yer almaktadır. (i)
Bu hedefin işletmelerle ilgisi nedir?
Yoksulluk etik ve ahlaki bir meseledir. İşletmeler yoksullukla mücadeleye katkıda bulunmalıdır çünkü doğru olanı yapmak bunu gerektirir. Yoksullukla mücadelenin işletmeler açısından da faydaları vardır. İşletmelerin büyümesi ve gelişmesi için barışçıl ve istikrarlı çalışma ortamlarına; eğitimli, sağlıklı ve üretken bir iş gücüne ve mal ve hizmetler için talebe ihtiyacı vardır. Yoksulluk bu çerçevede şirketler için engel oluşturmaktadır.
İşletmeler bu konuda neler yapabilir?
İşletmeler yoksulluğa çeşitli şekillerde katkıda bulunabilmektedir. İş gücünde toplumsal cinsiyete dayalı ücret ayrımcılığının olduğu veya tedarik zincirindeki çalışanların ücretleri uygun bir şekilde ödenmediği, işletmelerin faaliyetleri, yerleştirme veya çevresel uygulamaların yol açtığı toplumsal etkiler gibi etkenler yoluyla insanların gelir kazanmasının engellendiği durumlar bunlara örnek oluşturmaktadır.
Ayrıca işletmeler, yoksulluk meselesini herkes için faydalı olacak şekilde ele almak için önemli bir güce sahiptir.
İş dünyasından asgari düzeyde beklenen şey, sorumlu davranarak yoksulluğa katkıda bulunan olumsuz etkileri azaltmaya çalışmasıdır. İşletmeler ayrıca olumlu etkiler yaratmak için fırsatlar yaratma konusunda teşvik edilirler.
Aşağıda şirketlerin etki yaratmak için yapabileceği uygulamaları bulabilirsiniz:
Sorumlu Davranın
Fırsatlar Yaratın
UN Global Compact’in On İlkesi ve Hedef 1 arasındaki ilişki
İnsan Hakları & Çalışma Standartları (UN Global Compact İlke 1, 2, 3, 4, 5, 6,)
Yoksulluk, kritik bir insan hakları meselesidir ve insan hakları ihlalleri yoksulluğun hem sebebi hem de sonucu olabilir.
“Yoksulluk sadece ekonomik ve maddi kaynaklardan mahrumiyet değil, aynı zamanda insan onurunun da ihlalidir. Şüphesiz, hiçbir sosyal olgu, insan hakları ihlalleri bakımından yoksulluk kadar kapsamlı değildir. Yoksulluk; sağlık, barınma, gıda ve temiz suya ulaşım ve eğitim hakları gibi temel ekonomik ve sosyal hakları ortadan kaldırır veya geçersiz kılar. Bu durum adil yargılanma, siyasi katılım ve kişinin güvenliği gibi medeni ve siyasi haklar için de geçerlidir.” (İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi)
Çevre (UN Global Compact İlke 7, 8, 9)
İşletmelerin faaliyetlerinin çevresel etkileri yoksulluğa çeşitli şekillerde katkıda bulunabilir. Örneğin çevresel hasar topluluk üyelerinin geçim kaynaklarını etkileyebilir (balıkçılık, tarım gibi), iklim değişikliği ise toplulukları göçe mecbur bırakmaktadır. Dahası, kaynak kıtlığı daha ciddi bir hale geldikçe gıda, su ve enerjiye ulaşımın maliyeti artarak yoksulluğa katkıda bulunmaktadır.
Yolsuzlukla Mücadele (UN Global Compact İlke 10)
Yolsuzluk, ekonomik büyüme üzerinde yarattığı olumsuz etkilerle sürdürülebilir kalkınmanın önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Yoksulluk ve yolsuzluk arasındaki bağlantı iki yönlüdür: Yolsuzluk yoksulluğu körüklemekte ve yoksulluk da yolsuzluğu tetiklemektedir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
(i) World Bank Group, Global Monitoring Report 2015/2016: Development Goals in an Era of Demographic Change (2016)