Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin’in Workshop Dergisi Söyleşisi

(Workshop Dergisi / Mayıs – Ağustos 2017) Bugün dünyada Paris İklim Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) gibi kalkınmayı sürdürülebilir kılmayı hedefleyen arayışlar dünya liderlerinin gündemine girerken iş dünyası da bu gelişmeleri yakından takip ediyor, rekabetçiliği ve iş yapma biçimlerini yeniden tanımlıyor. UN Global Compact ve Accenture’ın geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği araştırmaya göre CEO’ların yüzde 87’si SKH’lerin sürdürülebilir değer yaratma yaklaşımlarını gözden geçirme fırsatı sunduğunu ve yüzde 78’i temel iş alanlarında şimdiden yeni fırsatlar yarattığını belirtiyor. Yine imzacı şirketlerin yarısı şirketlerinin sahip olduğu bu vizyonu UN Global Compact’e borçlu olduklarını belirtiyorlar.

UN Global Compact (UNGC), 1999 yılında dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Davos’ta yaptığı bir konuşmaya dayanıyor. Annan bu konuşmada; dünyanın daha yaşanabilir bir yer haline gelmesi isteniyorsa, bu sorumluluğun sadece devletlere bırakılamayacağını; bireylerin, şirketlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve akademik dünyanın birlikte rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyordu. UN Global Compact, başta özel sektör olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşların daha iyi bir dünya için insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele gibi dört temel alanda 10 temel ilkeyi üstlenme beyanıdır. İmzacı şirketlerimiz her sene UN Global Compact’in 10 İlkesi’ni temel alan bir İlerleme Bildirimi raporu hazırlıyorlar. Halka açık olarak yayımlanan bu raporlar dünyada sürdürülebilirlik alanında daha da şeffaf bir döneme öncülük ediyor. Başta yaklaşık 20 şirketle başlayan bu girişim, bugün 162 ülkede 9500’ü aşkın şirket imzacısı ile dünyanın en büyük ve kapsayıcı sürdürülebilirlik platformu haline geldi.

Biliyoruz ki, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma tek başına bir kurumun veya şirketin başarabileceği bir şey değil, ulusal ve uluslararası işbirliklerini gerektiriyor. Dünyanın en büyük sürdürülebilirlik platformu olan UN Global Compact da bu işbirliklerinin geliştirilmesi için en uygun adres. Bu sözleşmeye imza atan kurum ve kuruluşlar, dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilirlik ajandasını yakından takip etme, engin bir kütüphaneye ulaşma, iyi uygulama örneklerini dinleme ve kendi uygulamalarını ulusal ve uluslararası platformlarda paylaşma şansı elde ediyorlar.

UN Global Compact olarak yenilenen ve daha da geliştirilen değer önergemiz ile, şirketlerimizi yeni risklere daha iyi hazırlamayı ve yeni fırsatları da beraberce keşfetmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda şirketlerimize farklı katılım seçenekleri sunmanın yanı sıra, sürdürülebilirlik gündemine yön verecek eylem platformları ve şirketlerimizin faydalanacağı yepyeni araçlar sunuyoruz. Bir başka değişle, sürdürülebilir kalkınma için şirketler ne yapılmalı sorusunun cevabının yanı sıra bunu nasıl yapabilecekleri konusunda da yol gösteriyoruz. UN Global Compact, sözün ve temennin ötesine geçerek sahada ölçülebilir fark yaratmayı amaçlıyor.  Bu araçlardan bir tanesi yakın zamanda hayata geçirdiğimiz Global Opportunity Explorer. SKH’lere ulaşmak için 300’ün üzerinde iyi uygulama örneği ve yeni pazarlar sunan bu online platform, şirketlere IT’den, enerjiye eğitimden sağlığa birçok farklı sektörde küresel işbirliği olanağı sunuyor.

Türkiye’de ilk 2002 yılında tanıtımı yapılan UN Global Compact, 2007’de Koç Holding’in bütün grup şirketleri adına Mustafa Koç’un imzasının ardından ivme kazandı ve 2012 yılında TÜSİAD ve TİSK’in ortaklaşa oluşturduğu Sekretarya ile resmi Ulusal Ağ yapılanmasını tamamlandı. Bu sene 15. yılımızı geride bırakırken 250’yi aşkın imzacı sayısı ile Avrupa’nın 5. büyük Yerel ağı olmanın da gururunu yaşıyoruz.

Global Compact Türkiye olarak amacımız Türkiye’de özel sektör ve diğer sosyal paydaşlar ile işbirlikleri yaparak, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir kalkınmaya destek olmak. Türkiye’deki imzacılarımıza raporlama desteği vermenin yanı sıra, oluşturduğumuz çalışma grupları ve platformlarla şirketlerimizde kapasite gelişimi ve deneyim paylaşımını teşvik ediyoruz. Geçtiğimiz yıllarda birçok şirketimiz yurtdışı ziyaretleri düzenleyerek oradaki şirketlerle deneyim paylaştılar, Global Compact’in uluslararası etkinliklerine katılarak iyi uygulama örneklerini anlattılar. Global Compact Türkiye’nin geçtiğimiz yıllarda başlattığı sektörel yayılım stratejisi, aynı sektördeki şirketlerin sektör dernekleri ile birlikte ortak çözümler yaratabilme olanağını artırdı. Bu uygulamamız ile 2014 yılında “iletişim, işbirliği ve bilgi paylaşımı” alanlarında yılın en başarılı Yerel Ağı seçildik.

Kadının Güçlenmesi Çalışma Grubu’muz, Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) ülke çapında yayılımına katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu amacımızı, 169 WEPs imzacısı ile Türkiye’yi dünyada ikinci sıraya taşıyarak büyük oranda yerine getirdik. Sadece söz vermek yetmez, uygulamada da hayata geçirelim diyerek geçtiğimiz Ocak ayında UN Women ve Yaşama Dair Vakfı (YADA) ile birlikte dünyada ilk olan “WEPs Uygulama Rehberi”ni tanıttık. Önümüzdeki dönemde şirketlerimize bu rehberin eğitimlerini de vereceğiz.

Sürdürülebilir Bankacılık ve Finans Çalışma Grubu’muzda ise bir başka küresel başarıya imza atmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çalışma grubu bünyesindeki 7 bankanın imzaladığı Sürdürülebilir Bankacılık Bildirgesi, bankaların belli bir bütçenin üstündeki projelerin finansmanında çevresel ve sosyal etkileri de değerlendirme süreçlerine alacaklarını açıklaması bakımından bir dönüm noktası niteliğinde.

Çalışma şartlarından iş sağlığına, çocuk işçiden zorla işçi çalıştırmaya kadar geniş kapsamlı bir faaliyet alanı bulunan Global Compact Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Çalışma Grubu’nun ise bu seneki yoğunlaştığı alan İnsan Onuruna Yakışır İş.

Ben bu noktada biraz, ilaç sektörünün dünya sürdürülebilirlik ajandasındaki rolünden bahsetmek istiyorum. Dünyanın önde gelen ilaç şirketleri Dow Jones sürdürülebilirlik Endeksi’nde üst sıralarda yer alırken dünyada da ilk entegre rapor yayımlayan şirketlerin yine ilaç sektöründen geldiğini görüyoruz. UN Global Compact’in “Sağlık Herkesin İşidir (Health is Everyone’s Business) Eylem Platformu’nda ilaç şirketleri, akademi ve sivil toplumla bir araya gelerek 3 no’lu SKH için (Sağlıklı Bireyler) iş dünyasına yön gösterecek bir çerçeve üzerinde çalışıyorlar. Ben bu durumu ilaç sektörünün yapısı itibarıyla sıkı yasal düzenlemelere tabi olmasının yanı sıra, insan sağlığı, ürün kalitesi ve güvenliği, inovasyon gibi sürdürülebilirlik başlıklarının ilaç sektörünün temel faaliyet alanları ile örtüşmesine bağlıyorum. Türkiye’de de ilaç ve sağlık sektöründe 14 şirket UN Global Compact imzacısı ve düzenli raporlama yapıyorlar. Önümüzdeki dönemde sektörden daha fazla şirketimizi UN Global Compact imzacısı olmaya ve dönüşüme öncülük etmeye bekliyoruz.

X